• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Tavsiye ve Teşekkürler
Site Haritası

Cinsel Tiksinti Bozukluğu ve Cinsel Fobiler

Cinsel Tiksinti Bozukluğu ve Cinsel Fobiler     
           Cinsel tiksinti bozukluğunun en önemli özelliği korku ve endişe ile birlikte cinsel davranışlardan tiksinti duyma ya da kaçınmadır. Endişe  orta dereceden hafif dereceye kadar bir yelpazede seyreder.
            Duyulan tiksinti ve kaçınma her türlü cinsel temasa karşı olabileceği gibi cinsel bir aktivitenin bazı yönlerine karşı da olabilir. Örneğin öpüşmeye, kucaklamaya, dokunmaya, tüm genital salgılara ya da bazı genital organlara, vajinaya girmeye karşıolabildiği gibi penis korkusu, vajina korkusu, kızlık zarı korkusu gibi çok spesifik bir alanda da olabilir.
            Cinsel tiksinti sorunu yaşayan kişilerin hepsinin cinsel istekten tümüyle yoksun olmaları gerekmez. Ancak bir çok vakada durum böyle seyrediyor olabilir.
            Bazı durumlarda tiksinti ve fobik kaçış belirli bir cinsel deneyime karşı yöneltilmiştir. Örneğin  vajina korkusu. Ancak aynı kişide başka cinsel aktivite biçimleri için istek duymaya devam ediyor olabilir.
            Bu sorunu yaşayan bireyler korktukları cinsel temas olasılığını minimize etmek için ayrıntılı kaçınma davranışları geliştirerek kendilerini garanti altına almaya çalışırlar.
            Cinsel tiksinti bozukluğu ve cinsel fobilerin çok çeşitli nedenleri  vardır.
            Cinsellik karşıtı çok katımesajlar veren baskıcı yetiştirilme tarzı, cinsellik konusunda taviz vermeyen katı kurallar altında yetiştirilmiş olma ya da çocukluk döneminde cinsel travma geçirmiş olma, yaşamın daha sonraki dönemlerinde geçirilen cinsel travmalar belli başlı zemin hazırlayan faktörler olarak görülmektedir.
            Bazı cinsel tiksinti bozuklukları ve fobiler cinsel temasın belirli biçimleri ya da belirli cinsel eşlerle olurken diğerlerinde olmaz. Bu durumda kişide durumsal cinsel fobi var demektir. Durumsal cinsel fobiler genel bir kural olarak çoğu kez  ama her zaman değil özgül travmatik olaylarla ilgilidir.
            Ayrıca cinsel isteksizlik sorunu yaşayan kişi ya da eşine  göre cinsel ilgisi daha az olan kişi ısrarla cinsel aktiviteye zorlanırsa cinsel tiksinti bozukluğu gelişebilir. Bazen cinsel fobi cinsel ilişki sırasında  kişi kuvvetli miktarda ağrı yaşamasına rağmen tekrar tekrar cinsel ilişkiye girmeye devam etmesi halinde de gelişebilir.
            Bazı vakalarda suçluluk, utanma, aşağılanma, ayıp, günah duygularının cinsel birleşme ile ilişkilendirilmesi  ve bu duyguların yoğun olarak yaşanması da cinsel tiksinti bozukluğu ile sonuçlanabilir.
            Hiçbir ilacın ya da tıbbi durumun cinsel tiksinti bozukluğunu yaratmadığı bu konudaki otoriterler tarafından kabul edilmektedir.  Ancak bu kişilerde yüksek düzeyde ankisiyete ve paniğe kapılma eğilimleri zemin hazırlayıcı nedensel faktör olarak kabul edilmektedir.
            En önemli belirtileri cinsel davranıştan kaçınma, cinsel aktivite olasılığı ile bile aşırı ankisiyete yaşama hatta panik yaşama, cinsel davranışlardan duyulan fobik kaçınma ve iğrenme belirtileridir.
            Ancak bazı durumlarda diğer cinsel işlev bozuklukları ile birlikte eş zamanlı olarak görülebilir. Hatta bazen onlardan kaynaklanıyor bile olabilir. Örneğin ağrılı cinsel ilişki ile ya da kadında uyarılma bozukluğu ile birlikte görülebilir.
            Tedavide ilk adım ayrıntılıbir cinsel öykünün alınmasıdır. Ayrıntılı ve titiz bir öykü alımı durum hakkında gerekli olan bilgileri verir. Tedavide en uygun metod  iyi eğitim görmüş deneyimli bir cinsel terapistin vereceği  psiko eğitsel yaklaşımlı destekleyici davranışsal terapi çerçevesinde verilen cinsel terapidir.
            Varsa cinsel birleşme sırasında yaşanan ağrıya ya da rahatsızlığa katkıda bulunan durumlar titizlikle ele alınmalıdır.
            Eğer hasta bir eşe sahipse eşle birlikte sağaltıma alınması genel geçer kuraldır. Ancak bazı olgularda altta yatan travma varsa ya da özgün bir cinsel fobi  söz konusu ise kişi önce bireysel cinsel terapiye dahil edilir. Cinsel fobiler travma geçmişi ile yakından ilgili olduğundan terapistin travma konusunda deneyimli olması önemlidir. Kısacasıçift terapisinin verimli olabilmesi için önce bir aşamaya kadar kişinin bireysel cinsel terapi görmesi gerekebilir.
            Terapi süreci içinde psiko seksüel  eğitimin önemli bileşenleri üzerinde durulur. Bunun arkasından daha sonra korkulan spesifik cinsel davranışlar nesneler üzerinden  gidilerek ankisiyeteyi azaltıcı duyarsızlaştırma çalışmalarına başlanır.
            Danışanı terapi sürecini zorlayacak yüksek düzeyde kaygıya maruz bırakmamak için kültürüne, değerlerine uygun olmayan ve ona kabul edilemez gelebilecek uyarılmasını olumsuz birşekilde etkileyecek teröpatik  teknikler kullanmamak gerekir. Bu da ancak cinsel terapiyi kişinin durumuna göre formüle etmekle olur.
            Diğer taraftan cinsel fobiler kaçınma nedeni ile kendi kendini pekiştirici olduğu için süregiden bir durum halini alır. Burada kaçınma davranışının anlamı ankisiyeteyi azaltmaktır. Gerçekten  geçici süre ile kaçınma davranışı kişinin yaşadığı kaygıyı o an için azaltır.
            Ancak tam da bu nedenle aynızamanda fobiyi pekiştirir. Kişinin varsa eşi ile iyi bir ilişkiye sahip olması sağaltım sonucu olumlu yönde etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Cinsel fobiler düzeltilmediğinde kişilerin evlilik ilişkilerinin bozulmasına neden olabilir. Kişilerin yalnız, izole, toplumdan kopuk  mutsuz bir yaşam sürmelerine neden olabilir.
            Kısacası sağaltım formülasyonu vakanın ğereğine göre bireysel cinsel terapi, evlilik terapisi şeklinde planlanmalıdır.
 
Shu. Güldane KAVGACI
Aile ve Evlilik Terapisti &Cinsel Terapist